Türkiye'de yılda ortalama 2 bin kadına yumurtalık kanseri teşhisi konuluyor. Bu kanser çoğunlukla 3. evrede, yani birçok organa yayıldığı dönemde keşfediliyor. Teşhisteki bu ciddi gecikmenin en önemli sebebi ise Türk kadınının jinekolojik muayeneden korkması.
Ülkemizde kadınların yaklaşık 3'te 1'inin hayatında hiç jinekolojik muayene yaptırmadığını vurgulayan Medical Park Göztepe Hastane Kompleksi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Erhan Karaalp, "Kadınların yılda 1 kez yaptıracağı 5 dakikalık muayeneyle jinekolojik kanserler henüz başlamadan ya da çok erken dönemde fark edilebilir. Hiçbir şikâyet olmasa bile bu muayenenin yaptırılması hayati önem taşır" dedi.
Şimdi hayal edin; yıllarca jinekolojik kontrole gitmediniz. Karın şişliğinizi ya da kabızlığınızı, yani vücudunuzun size verdiği çok basit bir sinyali aylarca önemsemediniz. Bir gün geldi; jinekoloğun kapısından girdiniz. Ve kötü haberle çıktınız: Yumurtalık kanserisiniz!
5 dakika önce hayatla ilgili bambaşka hayalleriniz vardı. Şimdi yaptırmanız gereken birçok tahlil, ultrason ve MR'lar var. Üstelik geçirmeniz gereken yaklaşık 3 saatlik bir operasyon sizi bekliyor. 'Patoloji sonucum nasıl' diye endişeleneceğiniz, geçmek bilmek bilmeyen günler gelecek. Ve operasyon her şeyin bitişi demek olmayacak; ne tahliller bitecek ne de kemoterapi süreci! Ya yaşayacağınız üzüntü? Öfke? Acı? Korku? Sevdiklerinizin o zamanki halini hayal ettiniz mi hiç? Bu senaryoyu gerçekten yaşamamak için yılda bir kez 5 dakikalık jinekolojik kontrol yaptırmaya değmez mi…
Bu sözlerin sahibi Medical Park Göztepe Hastane Kompleksi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Erhan Karaalp, kadınlara jinekolojik muayenenin erken teşhisteki önemi konusunda uyarılarda bulundu:
YILDA 5 DAKİKALIK MUAYENE HAYAT KURTARIYOR
Sağlık durumunun iyilik halini gösteren check-up' ların kadınlarda bir parçası olan jinekolojik muayenelerin hiçbir şikayet olmasa bile her yıl yaptırılması, kadın sağlığı açısından büyük önem taşır. Zamanınızdan yılda ayıracağınız sadece 5 dakikalık bir muayeneyle jinekolojik kanserler henüz başlamadan fark edilebilir ya da çok erken dönemde tanı konularak tamamen vücuttan temizlenebilirler.
KADINLARIN YÜZDE 30'U HİÇ JİNEKOLOĞA GİTMEMİŞ!
Türk toplumu, Japonlar ve Almanlardan sonra dünyada en sık doktora giden 3. toplum olmasına rağmen aynı duyarlılığı jinekolog kontrolü sırasında göstermiyor.
2012 yılında 12 farklı ilde yapılan bir araştırmada kadınların yüzde 30'unun hiç jinekoloğa gitmediği üzücü bir şekilde ortaya konmuştur. Maalesef ülkemiz gibi gelişmekte olan ülkelerin hemen hepsinde kadınların hasta olmadan sadece kontrol amaçlı jinekoloğa gitme alışkanlıkları çok düşüktür.
KIRSAL KESİMDE TABLO VAHİM
Kentsel kesimde jinekoloğa gitme oranı istediğimiz seviyede değilken, kırsal kesime doğru gidildikçe daha da vahim tablolar karşımıza çıkmaktadır. Ülkemizde doğumu bile ebe eşliğinde yapan, hayatında bir kez bile jinekolog muayenesinden geçmemiş kadın sayısı azımsanmayacak kadar çoktur. İhmal ve jinekolojik muayene korkusu, hatta en önemlisi bu konunun önemi hakkındaki bilinçsizlik; tarifi imkansız pişmanlıklar ve çaresizlikler doğurmaktadır.
MUAYENE 15 YAŞINDA BAŞLAMALI
Kadınlarda jinekolojik kontrollere şikayet olsun olmasın, ilk kez 15-16'lı yaşlarda başlanmalıdır. Bakirelerde sadece karından yapılan ultrason yeterliyken, cinsel yönden aktif kadınlarda genital muayene-smear ve jinekolojik ultrason her yıl atlanmadan eksiksiz tekrarlanmalıdır.
RAHİM KANSERİ KENDİNİ BELLİ EDİYOR
Yılda bir kez jinekolojik muayene, hayati derecede önemlidir. Çünkü jinekolojik kanserler içerisinde sadece rahim kanserleri kendini vajinal kanama ile erken belli ederler. Bu yüzden erken evrede yakalanma ihtimalleri ve kür sağlama şansı yüksektir. Bu hastaların tanısı her ne kadar ''kanser'' olsa da, bu hastalar basit bir myom (ur) alınıyormuşcasına genişletilmemiş bir operasyonla tamamen sağlığına kavuşturulabilirler.
YUMURTALIK VE RAHİM AĞZI KANSERİ SİNSİ
Diğer jinekolojik kanserler; rahim ağzı, yumurtalık ve tüp kanserleri ise ne yazık ki kendini belli etmeyen, sinsi kanserlerdir. Tüp kanserleri oldukça nadir görülürler; rahim ağzı kanserleri ise daha kanser olmadan yıllık smear takibiyle çok erken yakalanabilir. Bu üçünün içinde tanısı ve tedavisi her şeyiyle en zor olan tür yumurtalık kanserleridir. Yumurtalık kanserleri, dünyada tüm kanserler arasında 4. sıklıktadır ve jinekolojik kanserler içinde ise ölüm oranı en yüksek olanıdır.
HER YIL 2 BİN KADIN YUMURTALIK KANSERİ OLUYOR
Dünyada her yıl ortalama 250 bin kişiye, Türkiye' de ise yılda yaklaşık 2 bin kişiye yumurtalık kanseri teşhisi konulmaktadır. Patogenezinde (hastalığın esas ve gelişimi) hem genetik hem çevresel birçok faktörün rol oynadığı yumurtalık kanserlerinin önemi, geç fark edilmesinden kaynaklanmaktadır. Hastalar en sık 3. evrede yakalanırlar; yani kanser birçok organa artık yayılmıştır bile!
KARIN İÇİNDE ÖLÜ BOŞLUK TEHLİKESİ!
Yumurtalık kanseri, takipsiz kadınlarda 'karın içerisinde ölü boşluk' diye tabir ettiğimiz bağırsaklar arası boş alanlarda rahatça büyüyebilir; belirti vermeden diğer organlara yayılıp evre atlayabilir. Bu konuda zayıf hastalar göreceli olarak biraz daha şanslıdır. Çünkü zayıf hastalarda kitleler yaklaşık 10-15 cm iken karın şişliği şeklinde kendini belli ederken; obez hastalar 20-30 cm' lere ulaşana dek bu kitlelerin farkına varmayabilirler. 20-30 cm kitleleri olan hastalar, bu halleriyle operasyon olsalar bile, 5 yıllık yaşam şansları yüzde 35-40'lara kadar düşmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder